Yapıt okumanın, her zaman için doğruyu dile getirme iddiası olmasa bile inandırıcılık gibi samimi bir etkileyiciliği vardır. Onu sahici ve ikna edici kılan en önemli yön de budur.
Yapıt okumanın, her zaman için doğruyu dile getirme iddiası olmasa bile inandırıcılık gibi samimi bir etkileyiciliği vardır. Onu sahici ve ikna edici kılan en önemli yön de budur.
Romantik anlayış ile yapılmış olan baskıresimlerin, diğer romantik yapıtlarla birçok yönden benzerlik içinde olduğu söylenebilir.
Ülkemizde resmin ötelenmesi düşüncesi, esasında diller/disiplinler arasında oluşturulan bir hiyerarşi mantığı üzerine
Goya, baskıresim dizilerine başladığında mesleki kariyerinin üst noktalarına gelmiş; orta yaşını geride bırakmış; hayatının en önemli çalışmalarını ürettiği olgunluk dönemini yaşamaktaydı.
Gravürler, Rembrandt’ın çok fazla bilinmeyen veya satır aralarında kalmış yapıtlarından önemli bir türü oluşturur.
Günümüzde medya, gündem yaratma, kitleleri yönlendirme, değer yargısı ve davranış kalıpları oluşturma konusunda
Kağıdın bulunuşundan buyana işlevsel amaçlar da taşıyarak çeşitli aşamalardan geçen baskıresim
Aralarında Magdalena Abakanowicz, Allen Jones, George Baselitz, Jörg Imendorff, Eduardo Arroyo, Valerio Adami
Günümüzde sanat eğitimi, bir türlü çağdaş olamamanın getirdiği sıkıntıları yaşamaktadır.
Üzerinde çok konuşulan, ancak konuşulduğu kadar sorgulamalara ve değişime yatkın olmayan bir sanat eğitimine sahibiz.
Söz konusu olan sanat ise, muhalif kavramına gerek bile duyulmayabilir; çünkü muhaliflik onun doğasında zaten vardır.
Otto Dix’i ve sanatını anlayabilmek, 20.yüzyılın ilk yarısında, Avrupa’nın ekonomik ve politik kaosunu anlamakla eşdeğerdir
Mehmet Yılmaz cinsel imgeler çevresinde biçimlenen son resimlerinde, bir taraftan yaşamdaki dengesizlikleri
Kendisine ait mekanı ve koleksiyonu ile Türkiye’nin ilk Çağdaş Sanatlar Müzesi Anadolu Üniversitesi
Atilla Atar, son dönem resimlerinde, gittikçe adını daha çok anıyor olduğumuz ve belki de yakın bir gelecekte esas sorunumuz
İçsel gerilimini gravürün keskin ve katı karakteriyle ustalıklı bir şekilde bütünleştiren Misman’ın son sergisi
Şimdiki Zamanlar, günümüzün çok katmanlı ve geniş yelpazeye yayılan yaşam ilişkilerinin, kendi içinde ayrıksılaşan, spesifik ve önemli anlarını tanımlar. Bütünü görmekten çok, parçaları vurgular, parçaların her birinin kudsiyetine inanarak bunların biraradalığını esas alır.
Kendisine ait mekanı ve koleksiyonu ile Türkiye’nin ilk Çağdaş Sanatlar Müzesi Anadolu Üniversitesi tarafından Eskişehir’de açılıyor. Çağdaş Sanatlar Müzesi ihtiyacı, son yıllarda, sanat çevresinde tartışmaların odaklandığı konuların
Gülgün Başarır: Dokuz Eylül Üniversitesi’ne Kazım TÜRKER tarafından kazandırılan Kazım Türker Sanat Galerisi’inde bir sergi açtınız. Galeriyi biraz anlatabilir misiniz?
20. yüzyıl, kuşku yok ki sanat tarihinin en sancılı, karmaşık, çatışmacı ve aynı zamanda yeniliklerle dolu süreci. Bu dönem yıkıcı olduğu kadar yaratıcılığa da sahne olmuş ve aynı zamanda devrimin süreğenlik kazandığı bir zaman dilimi.
Günümüze ‘popülizm çağı’ demek olanaklı mıdır? Elitist yaklaşımların terkedilmesi; geniş kitlelerin hayatın birçok alanına dahil olması; onların beğenilerine vurgu yapılması ve her kitle eğiliminin sözde de olsa göklere çıkarılmasının
Ülkemizde, öteden beri baskı tekniklerinde verilen yapıtların sınırlılığı dikkate aldığında, son yıllardaki olumlayıcı ivme
Halil Akdeniz, ‘Sınırlar Ötesi’ ismiyle Bozlu Art Project’e sergilediği son dönem eserlerinde, zaman, kültür ve tarihin izini sürerek, biçimsel arayışlarını, söylem dilini yeni bir evreye taşımaktadır. Bu eserler, olgunluk dönemi göstergelerini içeren bir yetkinlikle
Renk, ışık, boya ve leke…. bunlarla form oluşturma eylemi, sanatın esas niteliklerinden olmasına karşın, günümüzde çok az sayıda sanatçının bunları bir sorun olarak irdelediğini, bunlara dair arayışlar içinde seçenekler yarattığını görmekteyiz.
Bilimsel düşünme ve bu düşünme biçiminin gerektirdiği yöntemlerle öğretmen yetiştirme çağımızın bir gereği değil
Kanımca sanat dünyası, tıpkı politik hayat gibi otoriterleşiyor. Sanat dünyasındaki aktörlerin, sanatın doğasıyla örtüşmeyen sınırlandırmaları, sanatçının özgürlük alanını daraltmış durumda. Dolayısıyla burada sanatçının özgürlük sorunu ile karşı
Halil Akdeniz’in sanatı, kültürün göstergeler üzerinden okunarak, düşünsel yaklaşım zemininde biçimlendiği deneysel arayışın ürünüdür. Çağdaş sanatın yeniden biçimlendiği bir süreçte tarih, kültür ve dil bileşenlerinin simgesel kodlar ile yeniden yorumunu ortaya koymaktadır.
Hasan Kıran’ın ağaçbaskıları, tarihsel göndermelerle beslenen, düş ve bilinçaltının buluştuğu bir mecrada hayat buluyor. Mistik bir dünyanın bitimsiz genişliği içinde gezinen, düşlere dalıp giden kendisini ve yaşamı yeniden düşündüren bir resim…
Mehmet Yılmaz’ın sanatı, özyaşamöyküsünün dinamizminden esin alarak, içinden geçtiğimiz zamanın sorunu haline gelmiş imge, kimlik, mekân ve dil sorunlarına odaklanmış; bunların nasıl bir mecrada hayat bulacağı arayışıyla biçimlenmiştir.
Anadolu Üniversitesi, baskıresimin ülkemizdeki son elli yıllık birikimini yansıttığı bir sergiyi izleyicilerle buluşturuyor. Sergi 1960’lardan günümüze farklı kuşakların ürettiği baskıresimleri biraraya getirerek görülmesini ve tartışılmasını hedeflemektedir.
İrfan Önürmen, yaşadığımız çağı tanımlayabilecek referanslar ile kurguladığı yapıtlarını, malzemenin anlam katmanlarıyla ustalıklı bir şekilde ilişkilendirerek, güçlü romantik bir duyarlığı öne çıkarmaktadır.
Baskıresim, sanat disiplinleri içinde teknik sınırları ve kuralları en fazla belirlenmiş sanat alanı olarak bilinmektedir. Kağıt malzemesiyle ile anılması, numaralandırılması, kalıp ile çoğaltılması, çoğu zaman çerçeve içinde sunulması ve belli bir
“Türkiye’de Baskıresme Bakmak”, baskıresim alanına dair sahip olduğumuz birikimi ve bunun niteliğini görme gereksiniminin sonucu olarak, ülkemizde 1960’lardan sonra oluşmaya başlayan baskıresim
Rıfat Şahiner’in yeni kitabı, ‘Çağdaş Sanatta Temsiliyet Krizi’ günümüz sanatının çok bilinmeyenli güzergahında, uzunca bir süredir tartışılan bir dizi mesele üzerine eğilerek sanatta temsil meselesinin ne denli çetrefilli bir hal aldığını ve günümüz estetiğinde ortaya çıkan krizin hangi